11 Ekim 2012 Perşembe

SAHNEYE YAKIŞIYOR, MÜZİĞİ ÇOK SEVİYOR: GÖKHAN KESER


SAHNEYE YAKIŞIYOR, MÜZİĞİ ÇOK SEVİYOR: GÖKHAN KESER

Hem çok yakışıklı hem de bir o kadar yetenekli bir şarkıcı ve genç kızların yeni gözdesi, Gökhan Keser. Sevenlerini farklı alanlarda gösterdiği performansıyla şaşırtmaya devam eden genç şarkıcı, 14 yaşında başladığı kariyer yolunda hızlı adımlarla hayallerinin peşinden koşmaya devam ediyor. Önce modellikle başlayan ve sonrasında oyuncu kimliğiyle tanıdığımız Gökhan Keser’i modellik ve oyunculuktan sonra müzisyen ruhuyla da tanıdık. Şimdiler de ise kendisi ile aynı adı taşıyan albümünü müzikseverlerle buluşturdu. İzmir doğumlu yakışıklı model, oyuncu ve müzisyen Gökhan Keser’i biraz daha yakından tanıyalım istedik…

Cemile US: Gökhan Bey, bizim tanıdığımızın dışında biraz kendinizi anlatır mısınız?

Gökhan KESER: İnsanın kendisini anlatması kadar zor bir şey yok sanırımJ Aslında gördüğünüz gibiyim. Tabii bir-iki saatlik televizyon veya radyo programlarında insanın kendini tam anlamıyla ifade etmesi de zor. Çok eskiye dayalı dostluklarım var. Ailem, dostlarım ve sevdiklerimin hayatımda çok önemli bir yeri var. Elimden geldiğince, işlerimden fırsat buldukça onlarla vakit geçiriyorum, onlarla eğlenip yeri geldiğinde onlarla hüzünleniyorum.

C.U: Kadife sesinin ve yakışıklılığının yanı sıra Gökhan Keser nasıl bir kişiliğe sahip? En belirgin özelliğiniz nedir desem?
G.K: Çok sabırlı ve biraz da inatçıyımdır. Haksızlığa, yalana dolana asla gelemem.

HAYALLERE DOĞRU ATILAN ADIMDA TATLI BİR SERÜVEN

C.U: Modellik, oyunculuk ve son olarak şarkıcı kimliğinizle tanıdık ve genç yaşta hızlı bir başarı yakaladınız. Bu başarılarınızı bize biraz anlatır mısınız?

G.K: Aslında her şey müzik aşkıyla çıktığım yolda gelişti. Öncesinde modellik ve oyunculuk aklımda yoktu. Serüvenim 14 yaşındayken izlediğimiz bir defile sonrasında halamın ısrarıyla girdiğim bir yarışmayla başladı. Temelinde sahne sanatlarına dayalı meslekler olduğu için hobi olsun, anı olsun diye başladığım modellik, beni düşlemediğim yerlere getirdi. Yurt içinde ve yurt dışında bir çok derece ve iş imkanı sağladı. Bir bakıma İstanbul kapısını açtı diyebilirim. İzmir'den İstanbul'a da hayallerimi gerçekleştirmek üzere müzik aşkıyla geldim. Geldiğimde 18 yaşındaydım. Aldığım dereceler ve yaptığım işler sonrasında birçok reklam, dizi vs. teklifi geliyordu. Kendi ayakları üstünde durmaya çalışan bir genç olarak gelen teklifler arasından Selena dizisini kabul ettim. Aklımda oyunculuk yoktu ama şan eğitimimin yanında oyunculuk eğitimi de alıyordum. Zaten bütün bu dalların bir bütün olduğunu düşünüyorum. Bence bir oyuncunun kesinlikle diyafram, şan vs. eğitimi alması, aynı şekilde şarkı söyleyen bir solistin de oyunculuk eğitimi alması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta kliplerde de oyunculuk gerektiren sahneler oluyor. Ben de yolun başında olan biri olarak kendimi daha çok geliştirmek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

C.U:  Müzik tarzınızı yorumlamanızı istesem?  Kendinizi hangi müzik tarzına daha yakın hissediyorsunuz?

G.K: İlk albüm genç, dinamik bir albüm oldu. Hareketli şarkılar çoğunlukta bulunuyor. Albümü hazırlarken, en çok yakıştığını düşündüğümüz şarkıları seçmeye çalıştık. Ben bütün şarkılara kendimi yakın hissediyorum. Balat veya hareketli olması önemli değil.

‘HER ADIMIMI MÜZİK AŞKIYLA ATTIM’

C.U:  Müziğin hayatınızdaki yeri nedir? Sizin için bir tutku diyebilir miyiz? Türkiye’de pop müzik deyince aklınıza kimler geliyor?

G.K: Birinci sınıfta öğretmenimiz ileride ne olmak istiyorsunuz çocuklar diye sorduğunda; "Ben şarkıcı olacağım öğretmenim" diyen bir çocuktum. Ve hep onun hayaliyle yaşadım. Her adımımı müzik aşkıyla attım ve şu an gerçekleştiği için de çok mutluyum. Türkçe müzikte doksanlarda takılı kalanlardanım. Sezen Aksu, Levent Yüksel, Tarkan gibi isimleri o günden bu güne hep kendime örnek aldım.

C.U: Sıla Gençoğlu desem tek kelimeyle nasıl tanımlarsınız? Ve Sıla Hanımla gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni projeleriniz var mı? 

G.K: Tek kelimeyle anlatamayacak kadar önemli benim için. Öncesinde de çok severek dinlediğim bir isimdi. Sıla ve Efe Bahadır prodüktörlerim biliyorsunuz. İkisi de benim için çok önemli, çok değerli, çok özel isimler. Menajerim sevgili Yasemin Kağa'nın sayesinde tanıştıktan sonra her şey gelişti. Hayallerime giden yolda yoluma ışık tuttular. 2 sene aynı sahneyi paylaştık. Çok güzel anılarımız var. İnşallah böyle çoğalarak devam eder.

C.U:  Gökhan Keser Spor mu yapıyor? Diyet mi yapıyor? Yoksa içinin güzelliği dışına mı yansıyor?

G.K: Düzenli olarak spor yapmaya çalışıyorum. Diyet yapmıyorum ama yediklerime dikkat ediyorum.

‘KÜNEFE DELİSİ BİRİYİM VE HATAY’A GELİRSEM HASTANELİK OLABİLİRİM’

C.U: Hatay’a gelme fırsatınız oldu mu hiç? Hatay’la ilgili düşünceleriniz veya duyumlarınız nedir?

G.K: Maalesef gelme fırsatım olmadı. Birkaç arkadaşım Hataylı ve çok güzel şeyler anlatıyorlar. Çok merak ediyorum.

C.U: Mutfakla aranız nasıldır? Değişik tatlar ilginizi çeker mi? Hatay mutfağı ile ilgili yorumlarınız nedir?

G.K: Yemek yemeyi çok severim ve arkadaşlarımın en çok anlattıkları da yemekle ilgili şeylerdi. Künefe delisi biri olduğum için geldiğimde hastanelik olma ihtimalim yüksekJ Hatta Hataylı bir yakınımın restoranı var. Arada kaçamak yaptığım oluyor ama tabiki yerinde yemenin keyfi ve lezzeti her zaman başka olur.

C.U:  Son olarak Hataylı sevenlerinize neler söylemek istersiniz?

G.K: İlk önce bu keyifli röportaj için sizlere çok teşekkür ederim. İnşallah en kısa zamanda bir konserle hep birlikte buluşur, beraber şarkılar söyler, coşar, eğleniriz! En yakın zamanda görüşmek dileğiyle; herkese sevgiler...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder